Deniz Mason Dağaşan’ın Mısır Anıları

Misir hava yollari ile15.00 de kahire hava alanina vardiktan ve toprak basti parasini odedikten sonra hostelin  alandan karsilayacagi kisi ile tanistim, yol boyunca muzigi sonuna kadar acarak ve buzlu suyu kafasina dikerek icen ve trafigin butun kurallarini ihlal ederek ustunede bana her turlu sirin gorunmelerini yaparak, %100 rating almis hostelime vardim. bina acaip kotu ve pis, 4 uncu katta, kalis suremde bazen asansor calisti ama genelde dusecek korkusundan pek asansoru kullanmadim. hostelde turk ve musluman oldugum icin bana jest yaparak tek kisilik banyosuz  oda rezervasyonuma karsilik banyolu oda verdiler ama keske vermeselerdi durumuna geldim odaya girer girmez, odanin icine bir dolap gibi bolme yapilmis ve wc ile dus oraya konulmus, pencere filanda olmadigindan koku berbat ama onemli olan yatagimin carsafimin temiz olmasi, kuf kokusuna alisiyor insan ve zaten uzun kalmayacagim diye bosverdim.

Mısır

Tahrir meydanina epey yakin bir yerde hostel, esyalarimi biraktiktan sonra disarisini biraz kolacan edeyim diye kendimi disari attim ama cok fazla kalamadan geriye dondum, magazalarin icinde bir yerdeymisim, hani bizim mahmutpasa gibi bir yer dusunun ve genelde geceleri acik, gunduzleri gec saatte basliyorlar ve allahtan odada klima vardida camlari kapadim ve cok fazla ses gelmedi iceriye. mutfak olarak yemek yapilabilecek bir mutfagi yok hostelin ve allahtan ucakta yemek yemistim ve yanimda biraz biskuvit filan vardida yemegi pas gectim.

Sabah kalktigimda resepsiyondan bana her turlu turlari  organize ettiklerini soylediler, kahvalti olarak bir muz, cay veya kahve, tereyag recel ve bizim tombiklere benzeyen ekmeklerinden verildi bir tabakta. balkon gibi bir yer avluya bakiyor ve tamamen tozlarla kapli, bildigimiz toz degil col tozlari tabiki, ama basa gelen cekilir zaten bunlari bilerek buradayim, arap ulkelerinin pislikleri malum herkes biliyor.

2 gun programim,   piramitlere gitmek tabiki, pazarliklar yapildi ve sofor ayarlandi yola cikildi ama hava o kadar puslu ve col tozlari firtinasi yolu gormeyi bile engelliyor, allahtan sofor bu havada gidilmez en iyisi biz yarin gidelim dedi ve yarin yolda papirus muzesi adi altinda beni papirus fabrikasina soktu, benim paramin kisitli oldugunu hicbirsey almayacagimi ve zaten evde papiruslerimin oldugunu soylememe ragmen yinede girdik, tabiki turk oldugumdan dolayi iyicene pohpohlanmalar ve basbakanimizin nasi kocaman oldugunu soylemeler ve nasi one minute dedigini boburlenerek anlatmalar ve birde dunya kupasindan kalma yavas yavas hasan sas muhabbetleri ve tabiki musluman olup sacimin niye acik oldugunu sormalar, gerektigi kadar anlatmalara calistim ama sonunda anlamadiklarini gayet iyi biliyorum. hostele dondukten sonra biraz etrafi dolanip yiyecek ne alabilirim diye baktim, kahire muzesini disardan kesfettim ve tabiki oraya donecegim. sonunda midemi ve barsaklarimi dusunerek hostele kfc siparisi verdim.

3. gun nihayet  piramitler tabiki dun gece hostelde tanistigim belcikali kiz ile sohbet ederken ikimizinde ayri ayri piramitlere gidecegimizi gorunce, beraber gidelim ve taksiyi paylasiriz dedik daha ucuza mal ederiz ve resepsiyona bunu soyleyince tabi pek hoslarina gitmedi ayarladik iste taksiciler gelecek filan diye kivirmalara basladilar ama sonunda yarina bakariz dedilerdi ve bugun beraber gidecegimizi soylediler eminim baska birilerini bulup 2 ci arabayi onlara vermislerdir cunku hep para para, turistleri dolar isareti olarak goruyorlar ve herseyde bahsis bahsis bahsis. ve hava acik ve guzel bugun, pirmaitleri anlatmayayim herkes biliyor ama hakkaten boyle bir guzellik gormedim diyebilirim. once saqqara piramidi veee ilk evlenme teklifi orada alindi 3 cu esi olarak almak istedi bedevi:)
arkasindan dahsur ve giza piramitleri, hepsine giris ucreti var, gizza piramitlerine yuruyerek sicakta dolanmak biraz zor oldugundan, atli araba cilarla pazarlik pazarlik 250 misir poundundan 60 a kadar cektik ki benim buradada turk olmam ise yaradi. birazda nil nehrinden bahsedeyim, genis olarak akan yerlerde fena degil ama tabiki temiz degil, ilerledikce aralarda kollari berbat durumda tamamen copluk olarak kullaniliyor her turlu pislikler burada.. aksam belcikali arkadasimla beraber hostelin arka sokagindaki pazardan biraz sebze ve meyve aldik, tabiki deli gibi yikadiktan sonra kendimize salata yaptik ve ustune peynir koyarak ve firindan aldigimiz pogaca turu ile yedik. kendisi hindistanda 2 ay kalmis ve yarin ulkesine donuyormus misirdan, hindistaninda ne kadar pis oldugunu anlatti tabiki, mumkun oldugunca aksamlari cikmamaya calisiyorum. bu arada hostelin yarin ayarladigi iskenderiye gezim var, daha modern daha temiz bir yer olarak anlatiliyor iskenderiye.

İskenderiyeye maalesef cuma gunune denk geldi gidisim, bir bakima iyi oldu cunku tahrir meydaninda yine olaylar olmus ama iskenderiyede oglen namazindan sonra olaylar olacak diye fazla kalamadan donduk ama cok istememe ragmen kutuphaneyi anca disardan gorebildim. iskenderiyeye gittigim rehberim orali oldugundan sehri iyicene bir gezdirdi insanlarla sohbet imkanimda oldu veee yine hadi bakalim evlenme teklifi. tertemiz bir sehir, kizlari hakkaten guzel, cogunda turbanlar var ama cok modern sekilde ve degisik sekilde boncuklularla filan suslu sekilde bagli baslarinda. deniz kiyisi olmasina ragmen sahil tamamen bos, denize giren yok. iskenderiyeyin ozellilerinden biride guvercin yaristirmalariymis ve yol boyunca kovan seklinde guvercin yuvalari goruyorsunuz.

Yol hakkaten cok guzel dumduz ve rehberimde hiz yapmayi hakkaten seviyormus ama nedense rahatsiz olmadim, donduk yine hostele bu gece son gecem burada, sabah kahire muzesini gidip gezecegim. hakkaten cok guzel ama hicbirinde ne oldugunu aciklayan levhalar filan yok ve fotograf cekmek yasak oldugundan ancak disarda bahcesinde cekebildim. mumyalarin oldugu ayri salona yine odeme yaparak giriliyor. tabiki col tozlari buradada heryerde, bakilan bir muze olarak gorunmuyor.
sabah coller var sirada, siyah col beyaz col ve gece milyonlarca yildizlar altinda uyku tulumlariyla uyumak, heyecanliyim ve hakkatende heyecanlandigim kadar oldugunu gordum. bu seyahatimin en guzel kisimlarindan biri idi col safari turu ve verdigim her kurusa degdi. once vahaya gidildi minubuslerle, 14-15 kisi civarindayiz her ulkeden insanlar var avutralyalilar fazla sayida, once diger hostele gidip onlari aldik ve o aradada misirlilarin ananevi kahvaltilarini tatmista olduk, pide icinde bakla ezmesi cinsi birsey, yaninda yumurta ile yiyorlarmis ama bu sefer yumurta yok bizlere.

Vahaya geldigimizde maymun gibi hurma agacina tirmanan bir adam ve hurma mevsimi olmadigindan agacta birkac dal birakmislar toplar gibi yapiyor ama asagi inince cebinden cikartip bizlere veriyor aslinda ve arkasindan her yerdeki gibi bahsis bahsis 4×4 lerle yola ciktik, biraz ilerdeki mola yerinde yemek yiyecegiz, cole gitmeden once butun safarilerin durdugu yer burasi ve anladigima gore patron sadece tek burada asiret gibiler. yemek makarna, salata, cips zeytin ve tursudan ibaret, eh napalim et bence olmasin zaten, korkumdan etli bisi yemiyorum ve istedigimiz kadar verdiler bu yemeklerden ac degiliz hic olmazsa bugun. yemekten sonra yola ciktik, genc bedevi soforumuz hakkaten cok cok iyiydi ve tam cool tiplerden, arabada ben, ingiliz, amerikali ve japon bir kiz olarak yoldaydik, japon kizla karsilikli birbirimizin fotolarinida cektik durduk durdugumuz yerlerde, epey eglenceli bir kizdi col tepelerinden asagilara inerken hizlanip cikarken filan bagirmalari hakkaten gorulmeye degerdi. en son olarak beyaz cole geldik ve 4×4 ler onu acik kare seklinde park edildi bizlerden baska kimsenin olmadigi colun ortasina, brandalar cekildi arabalarin onune ve yerlere halilar yazildi, yer masalari konuldu, bu arada tuvalet filan olmadigini soylemem lazim, ihtiyac icin gidiyorsun ileriye coldeki ruzgarlardan sekil almis mantarlarin arkasina ve artik ne yaparsan yap:) gunesin batisi muhtesem ve dedigim gibi sofor nerede ne zaman duracagini cok iyi bildi ve guzel fotolar yakaladigimi zannediyorum ve tabiiki bu arada soforden degilde bu turu yapan sahibinden bir evlenme teklifi daha ama bu megerse bosanmismis ha ha ha dedim icimden.

Kendimce bunlara bir cevap buldum cunku malum musluman ulke, kocamin 5 sene once vefat ettigini ve bir daha evlenmeyecegimi cunku kocami cok sevdigimden cennette onun  yanina gidecegimi soylemeye basladim, o zaman daha bir saygi ilemi ne yaklasiyorlar gibime geldi. gelelim geceye, yemek olarak mangalda tavuk salata makarna ve meyve olarakta seftali vardi. yemekten sonra cikartildi sazlar ve eglence basladi, icki isteyenler vahada satin almislardi ve malum avustralyalilar iyicene doldurmuslardi cantalarini, butun gece misir sarkilariyla dans edildi eglenildi, herkes teker teker ortaya alindi ve danslarini gosterdiler ve bende bu arada cekildim ortaya ve oynadim, japon kiz genelde yanimdaydi ama genc oldugundan sonra kendine arkadaslar edindi ve ayrildi tabiki ama yinede degisik ulkelerden insanlarla sohbet imkanim oldu. col tilkisinide eklemem gerek buraya genelde pek gorulmezlermis ama sansima bu gece geldi ve tavuk kemikleriyle besledik, kulaklari kocaman minik bir kopege benziyor cok sirin. sonrasinda uyku tulumlari gece 12 civarinda cikartildi ve sirayla yattik, gokyuzu muhtesemin otesinde kayan yildizlar binlerce ve her taraf karanlik oldugundan piril piril bayildim. cok fazla uyudugumu soyleyemeyecem 14-15 kisi olunca horlayanlar fisir fisir konusanlar var tabiki ama gokyuzunu seyretmekten uyumasamda olur. sabah 5 gibi gunesin dogusuna uyandik ve tabiki foto cekildi, yine muhtesem otesi bir manzara. 7 gibi toplanilmaya baslandi ve kahvalti yine tombik pide ve yaninda recel, yollara ciktik durmadigimiz yerlerde yine durduk ve manzaralari fotoladik ve yine vahadan bizi minubusler aldi ve kahireye donus, aksam yemegi yine kfc ve balkonda bu sefer 3 finlandiyali ile keyifli sohbet, bu sefer odam banyosuz cok sukur.

Aksam ustu trenle aswan yolculugum basliyor sabaha kadar trende gidecegim, trenler bakimli degil first class pullman olmasina ragmen, herhalde 3 cu hatta 4 cu sinif sekilde ama napalim gormek gereken yerlerden biri misir benim icin, devam devam deniz:) bunlari gectim ama butun gece wc ye gidememek nerdeyse 15 saat yerinde oturmak biraz fazlalasmaya basladi tabiki, allahtan yanimda oturan adam duzgun biri idi, avukatmis aswana bir mahkeme icin gidiyormus ve sabahleyin bana guzel guzel yoldaki duraklar hakkinda izahatlar yapti ve aswana geldim. rehber trenden aldi ve otelime goturdu, ilk gun aswanda ve cok acimm, otel kahvaltisi hakkaten guzeldi ve bu sefer yumurta bile var. hemen aswani biraz dolandim nil kiyisinda tekneleri filan gordum ve felluca teknelerine yarin binecegim hangisi oldugunu tespit etmeye calistim ve bugunku tur High Dam, Lake Nassar, Philae Temple (Ask tanricasi Isis). resepsiyonda bu sefer meksikali yol arkadasim olacak monika ile karsilastik, minubusle yola ciktik. high dam, lake nassar ve philae temple gezildi, rehberimiz gayet iyiydi, turk oldugum anlasilinca daha bir ozen gosterdiler her yerde ama bazen arada fikir ayriliklari cikan insanlarda oldu cunku basim acik diye ama hallettigimi zannediyorum onlarida, hala her yerde bahsis bahsis.yarin abu simbel var sirada, aksam otelin yaninda oranin yerel yemeklerini yapan bir yer buldum, koshari ve falafel yedim yavas yavas azar azar denemeler yapmaya basaldim.

Bugunku turumuz abu simbel yine monika yanimda ve bu sefer burada calisan genc istanbullu bir cocukta var, buyuk otellerden birinde calisiyormus ve suresi bitmek uzere oldugundan gezmek icin gelmis birkac gun sonra istanbula donecekmis, iyi oldu biriyle turkce konusmak. abu simbele gitmek icin minubuse bindik ve az sonra bir meydan gibi bir yerde askerler tarafindan indirildik ve bizim minubus gibi bircok minubus ve otobuslerde var ayni yerde, epey olaylar oldugundan son zamanlarda konvoy halinde izin veriliyor yola cikmaya. yine arabada degisik ulkelerden insanlar dolu. 2 saate yakin gidecegiz ve col ortasinda dumduz bir yol, bir ara arkadan bir damin arapca bagirmasi geldi ve anladikki sofor gozlerini kapatmis, arabalar birbirine nerdeyse bir karsi kadar yakin  ve acaip bir suratle gidiyor ve monika bu sefer dayanamdi ara ver diye bagirdi ve nihayet geldik abu simbele, rehberin bizi karsilamasi ile biletler alindi ve rehber icinde bilet aliniyor, adam bize disardaki maketten bisiler anlatti ve biletleri toplayip yok oldu ha tabi birde oncesinde bahsis bahsis:) harika bir anit abu simbel, foto cekmek yasak malum icerlerde ama bahsis verirsen yasak yok tabiki. aksam otele donuldu ve yarin felluca maceramiz baslayacak monika ile cunku onunla ayni turdayiz

Sabah guzel kahvalti yine ve sirt cantasi fellucaya dogru gidiyor, dun tanistigim bir amerika hanimda bizle ayni takside ama o devam ediyor fellucaya gelmeyecek ve ayrica bir japon delikanlida var bizle, amerikali hanim 80 yaslarinda filan kahirede misir tarihi uzerine lisans yapiyormus ve evet bu yasinda nasi mutlu oldum insallah bende oyle olurum. bizler fellucaya binecegimz yerde indik ve o devam etti ve tabi taksici tarafindan istenen belli bahsis bahsis

Felluca resimlerden gorulecegi uzere sandaldan bozma yelken takilmis bir tekne, ortasina ince bir sunger serilmis ve gece burada uyuyacagiz, 2 tane nobian adam tekneyi kullananlar, iyiki yanima bir paket biskuvi almisim ve bize ogle yemegi icin lor peyniri gibi bir peynir, domates nilde yikanmis, tombik pide ve bir kutuda ton baligi verildi, ton baligi kutusu kocaman bicakla acilirken nobian elini kesti ve icine akti ve ellerini tekneye nilde yikandiktan sonra ayaklarini sildigi havlu ile sildi ve ben orada zaten koptum, agzima bisi surmedim tabiki vee hadi surpriz 25 yasindaki nobian turk oldugumu anlayinca benimle evlenip turkiyeye gelmeye karar verdi, senden buyuk benim oglaum var diyincede ne olcak peygamberimizde kendinden buyukle evlendi dedi, buna ne denir iste. nilde ilerledik ve guzel kareler yakaladim kameram ile, bu arada monika ile iyicene arkadas olduk ki bende cok kucuk olmasina ragmen yasi ve beraber bu seyahati yaptigimiz icin ikimizde mutluyuz.

Luxordan kahireye donecek monika, ben oradan dahab’a devam edecegim, monika colde gece gecirdikten sonra sharm-el-seyh yapacam, oradan kudus ve istanbula programlamis  seyahatini. bana sharm cok ticari dahaba git dediklerinden oraya gidecem dedigimde gidince bana yaz bende belki oraya gelirim dedi ve geldide.
gelelim tekrar felluca aksamimiza gece yemegimizde fellucada olacakti ama gaz tupleri bos oldugundan bizi evlerine davet ettiler nil kiyisinda surada dedikleri yerde durduk, surada denilen yere yarim saat tarlalarin icinden gecerek gittik ve nobian ailesiyle tanistik. bu arada nereye gidersem gideyim en fazla konu tv dizilerine geliyor fatmagulun sucu yok, aski memnu cok fazla populer, daha oncede kivanc tatlitugun oynadigi dizide acaip sukse yapmis, kadinlar deli gibi izliyorlar ve evlerine gittigimizde tv de fatmagul vardi. acaip fakirler, nobianlar baraj nile yapilinca topraklari sular altinda kalan halk, misirin en fakirleri, evde odada ciplak ampul bir tahta yatak ve yerde hasir var, kadinlar disarda comelmis oturuyorlar, cocuklar bir suru, etrafimizda donup durdular, kizlar 12-13 yasinda kapanmislar, 13 yasindaki evin kizi beni cok sevdi ve oyunlar oynamaya basladi 10 yasindaki kizlar gibi, monika disarda onlarla sarkilar soyledi kendi lisaninda onlara tekrarlatti ve yemek geldiginde hepsi birden yanimizdan yok oldu, yemek olarak ucumuze 1 tabakta 6 inegol kofte gibi kofteler, mulihiya corbasi ki kibristan bilirim ve hic sevmem orada hic olmazsa etli pisirirler, bu suda haslanmis ezilmis corba sekilindeydi birde kuru fasulye yemegi ve tabi ben yine dokunmadim, japon oglan bir kofte yedi ucundan aldi ve aramizda yemegi onlara birakmaya karar verdik ve cagirdik oglan cocuklari geldiler ve yediler, sabah kahvaltisindan beri acim tabi ben bu arada, birkac biskuvit yedim butun gun.

Donme yoluna gitmek uzere kalktigimizda evin kizi benim yolumu kesti gitme diye diye bende olmaz hep beraberiz gitmem lazim diyince bana kustu ve konusmadi bende gonlunu almak icin kolumdaki deri bilezigi koluna taktim ve hemen kimse gormesin diye kolunu kapatti, uzuldum aslinda ve orada kalmaktan korktum sirtimda kucuk cantam ve icinde laptobum, kameramda var ne olur nil kiyisinda kimsenin olmadigi bir yerde kalmak bana akillica gelmedi tabiki. bu arada ogleden beri habire sigaralar sarildi, gecede devam etti, japon oglanda onlarla beraber marihuana icti. tekneye donerken zifiri karanlikta allahtan japonun yaninda ufak fener vardida tarlalar arasinda yuruyebildik. bu arada evde eski koy evlerindeki gibi bir tuvalet aslinda cukur vardi orada kapi filanda yok, herhalde eve donusumde sorun yasayacam diye dusundum ama allahtan sorun cikmadi. teknede siralandik yatmak icin ve monikanin yanina uzandigimda nobianin yanima uzanacagini gorunce karsi tarafa gectim ve butun gece cantama sarilarak uyumaya calistim ama tabiki uyku yok yine bu gece. sabah erkenden kalktim ve gunes dogarken guzel fotolarim oldu, nil kiyisinda sulara karsi teknein durdugu bir yerde kapali bir yer bularak tuvalet ihtiyacimi karsiladim, bunu yazmamim sebebi gidecekler icin bilgileri olsun diye. yine kahvalti domates pide, peynir ama yine deniz ac ve yiyemedi, hava durgun nil dumduz ve bu sefer kureklerle az bisi devam ettikten sonra kiyiya gidiyoruz ve tabiki bahsis istendi, aramizda para toplamistik, nobian adama verdik bakmadan saymadan bizden dahada isteyince bu sefer monikada bende dayanamadik ve saymadan gormeden daha istiyorsun diye itiraz ettik ve tabiki kendi lisanlarinda eminim kalayi yemisizdir, cunku bizler zenginmisiz cok daha fazla verebilirmisiz filan falan, daha fazla uzatmadan indik tekneden ve bizi karsilayacak arabaya gittik, yine amerikali 80 yasindaki hanimla karsilastik ve  luxora dogru yola ciktik.

Ama benim kollarim  herhalde tahta kurularindan diye dusunuyorum kip kirmizi bir sekilde.

Luxordaki otel gayet guzel, 3 yildiz, odada tv buzdolabi filan var asagida havuz var ve bugun luxor karnak dolanacagiz tapinaklari gorecegiz,  bu arada oda balkonlu oldugundan camasirlarimda yikandi ve aninda kurudu. birde ilk is olarak kfc ve pizza hut gorulunce hemen gidilip birer menu alindi ikisindende ve aninda yenildi ikiside birden, hala et yememeye dikkat pizza bile vegeteryan, bu kadar acliktan sonra eminim hak ettim. 2 gun kalacagim burada ama karar verdim 3 gune cikardim. bu arada tur sirketiyle konustuk monika ile anlattik olanlarin hepsini, yolda uyuyan sofor, fellucada yasadiklarimiz ve devamli maruhiana cekilmesi filan hemen isten atacaklarini soylediler ve zaten kahiredeki hostele dondugumdede onlar turu ayarladiklari icin oradada sikayette bulundum ve adamlarin isten atildiklari cevabini aldim, tabiki ne derece dogru bilemem.

Luxor karnak yine oradaki templer muhtesem ama yine pis yine insanlara dolar isareti olarak gorunuyoruz biz turistler, turk ve muslumanim diyince konu hep muslumanliga ve basimin acik olmasina geliyor, her seferinde insanin kalbidir onemli degil diye basliyorum ve ikna etmeye calisiyorum ne kadar yeterse tabi. gece hakkaten guzel bir uyku cekiyorum klima acik ve ben ortunuyorum.

Ertesi gun Valley of the Kings&Queenns, Hatshepsut temple, Colossi of Memnon sonuna geliyorum turumun, bir gun extra kalacagim ve dinlenme yapacagim artik burada, odadan bile cikmayi dusunmedim ama yinede ciktim otelin yakininda bu sefer felafel ile  kusari yine, aslinda doyurucu oldugundan tercihim ve fiyatida cok ucuz, yarina otobusle dahab var sirada. sabah kalktigimda bu sefer omuzlarim bencik bencik kirmizi daha kollarim gecmeden ve yine tur sahiplerine sikayet ve bu otel sozde 3 yildizli. bu arada allahtan yanima krem almistim isiriklara karsi ve cabuk iyilesiyor. sansliyim daha ishal ilacimi kullanmadim sukurler olsun.

Sabah dolanmaya ciktigimda herhalde luxorun butun faytonlari, butun teknecileri yanimda durup isteyip istemedigimi sormuslardir, en sonunda ben en iyisi otele doneyim bari orada sakin gun gecer dedim. 4 civarinda otobus icin almaya geldiler ve butun gece ve sabah surecek 17 saatlik yolculugum basladi dahaba dogru. otobuste yanimda genc ingilizce bilen bir cocuk oturdu, misirda kadin erkek ayrimi yok otobuslerde cunku kadinlar tek baslarina seyahat edemiyorlar, cocugu ben en fazla 18 yasinda zannetmistim ama 35 yasinda oldugunu soyledi, misirin bir bolgesindekiler ki soyledi hangi bolgesi oldugunu ama unuttum hepsi boyle imisler. kalkar kalmaz yol boyunca herhalde 10 saat kuran okundu arabanin radyo veya teybinden. bir muddet gittikten sonra arkada bos yer bulunca oraya gectim ve uyuma taklidi yaptim ve her yerdeki gibi cantama sarilarak. sabah kizildeniz sahilinde gecerken gordugum villalar siteler acaip bir saasa acaip bir luxluk icindeler, duvarlar arkasindalar ama tepelerde olanlar goruluyor sitelerde. durdugumuz yerlerdeki kafeler restoranlar ve wc ler fena degildi temizdi ama oturup yemek yedigim hicbir yer olmadi, sadece kapali paketlerdeki biskuvit cips gibi yiyeceklerle idare ettim. sabah sharm-el-seyh den gectik duzgun duruyor ama ben ticari ve kocaman resortlarla dolu yerleri sevmedigimden kalsin dedim buralar ve dahaba devam ettim.

Dahab – 3 gun civari kalmayi planliyordum ve oradan kuzeye dogru kahire yolu uzerindeki bazi yerlerdede durarak kahireye 3 haftamin sonunda 2 gun kala seyahatimi tamamlayacaktim ama son 9 gunumu orada bitirmeye karar verdim. otel harika, sahibi ingiliz, dahab tamamen ruslarla dolu, odam 6 kisilikti ve monika ile haberlesince oda oraya geldi, monika, iskenderiyeden bir kiz, avustralyali bir kiz, amerikali bir kiz ve sonradan gelen koreli bir kizla paylastik, kahvalti muhtesem 3-4 cesit peynir, yumurta cesitleri istediginden aninda yapip getiriyorlar, kavun basta meyveler, recel, tereyag, cornflakes, musli, cay kahve, meyve suyu filan acik bufe seklinde ve odedigim geceligine 5 dolardi. denize dar bir yoldan gecip gidiyorsun, otelin kiyisi sezlonglar cafe var ve otelin hemen disinda havuzu var, cennete gelmis gibi oldum, insanlar baski yapmiyorlar kolundan tutup cagiran yok sokaklarda ve denizz muhtesem, mercan kayaliklarina 10-15 metre sonra geliyorsun.

İlk isim gozlukle snorkel almak oldu ve hersey gibi yari fiyatinin altina aldim, etrafta kucuk kafeler bufelerde var yemek icin. mercanlar hayatimda boyle renk cumbusu gormedim ve baliklar her renk cesit cesit, su alti cenneti. butun bu misir macerasindan sonra hakkaten cennet. sabahlari kahvaltidan sonra denizde mercanlarda baliklarla gecti 9 gunum, ogleden sonra havuzda tembelleserek, birgunde yakindaki bluehole denilen yere oda arkadaslarimla taksiyi paylasarak gittik ve orasida ayni mercanlar baliklarla dolu ve sudan cikmadan gunu gecirdik. monika ile gezdik eglendik, resepsiyondaki sait bizle cok ilgilendi ve donus yolculugumda otobuste tek basima oturmamdada yardimci oldu. gunu birlik urdun turuna katilip oradan kahireye donecektim ama hem fiyat hemde yorucu olmasi acisindan urdunu baska bir seyahate biraktim ve kahireye 1 gun once dondum. kahire yolunda birkac kere durdurulduk suveys kanali civarinda guvenlik cok fazla otobusleri durdurup hem insanlari hemde bavullari kontrol ediyorlar kopeklerle cunku hem silah hemde uyusturucu ariyorlarmis. Benzini karneye baglamislar butun misirda cunku muhalefetin hareketlerinden korkuyorlardi.

Yine ayni hostele donunce o gun tahrirde yine olaylar vardi ve copic centre ve islamic centre gideyim diye tarif isteyince bana yanlis yeri vermis kiz baska bir caminin oraya gittim ve yeni bitmis olaylarin icinde buldum kendimi. metrolar kadin erkek ayri vagonlar bu arada. olaylarin orada bir subayla epey bir sohbet ettik ben sorunca neler oluyor diye ve tabiki yine konu muslumanliga geldi sacimin acik olmasina ama bu sefer subayi ikna ettim zannederim sonunda kendide beni ikna ettin dedi. ertesi gun beni alandan alan sofor geldi ve alana giderken bana gecen sefer bahsis vermedin bu sefer daha iyi verirsin diyince param kalmadi dedigimde nerdeyse beni dovecekti ve birsey daha unuttum, kahire geldigimde otobusten hostele kac para taksi diye sormustum bana 25 misir poundu demisti hostel, indigimde taksiye kac para dedigimde 250 istedi ve ben 20 den fazla olmaz dedim ve beni tabiki o paraya getirdiydi ve tabi inerken bahsis istedi, yol uzun petrol pahali dedi ve petrol bizim parayla 60 krs litresi nasi pahaliysa iste ve su sisesi daha pahali ve hele ben gidip alirsam 3 misli ve genelde rehberlere aldirdik devamli sularimizi.

Ucak misir hava yollari ile idi, giderkende donustede once dua ile kalkisa basladik, her yerde kuran okunuyor pazarda dukkanlarda otobuslerde, bizde kuran kutsaldir dedigimde oneli olan kulaktir diye cevap aldim, yani kulaktan beyinler yikaniyor. kadinlar 2. bile degil 5. vatandas, herseyleri pis, adamlarin uzerlerindeki elbiseleri kirden gri renk ve genelde acik kahve gibi bir renk giyiyorlar ki pislik gorunmesin, kadinlar kapali carsafli, kahirede pek basi acik yok, sadece iskenderiyede var. dahab dalma cenneti, kesinlikle dalmayi sevenlere tavsiye edilir, dalis dersi alanlara oteller genelde bedava, ben alamazdim cunku su alti icin biraz korkum var anca yuzeyden bakabiliyorum. bu kadar yazdiktan sonra kesinlikle hicbiri sikayet degil benim icin cok guzel bir tecrube oldu misir, yine gidermiyim dahab haricinde hayir bir daha gitmem, dahaba sirf mercan kayaliklari ve o guzelim baliklar icin giderim. fiyat olarak ne kadar harcadin derseniz cok fazla hesap yapmadim ama yaklasik 1500 tl civarinda hersey dahil harcadim zannederim.

Kaynak: Deniz Mason DAĞAŞAN

Çok Gezen Çok Tozan, Az Biraz Deli, Biraz da Yazan Çizen, Ucundan Web Tasarımcısı, Çılgın bi Proje Canavarı, Aa Unutmadan Az Buçuk da Fotoğrafçı.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

uzakrota_logo - Kopya

Uzakrota Travel Summit is connecting the biggest companies with the brightest minds and professionals of the travel industry around the world.

Let’s Do It Together

Get subscribed today!