Teknoloji Şirketleri Covid-19 Salgını Karşısında Nasıl Konumlanıyor.

Ali Beklen (HotelRunner)

HotelRunner ekibi olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 ile ilgili yapmış olduğu açıklama ve uyarıları yakından takip edip aktif olarak kararlar alıyoruz. Bu zorlu süreçte, ekibimizi ve iş ortaklarımızı güvende tutmak için ciddi önlemler alıyoruz. Bu nedenle 16 Mart 2020 tarihi itibariyle tüm ekipçe evden çalışma düzenine geçtik. Bu geçici dönemde ekibimiz, sağlanan gerekli alt yapı, düzenli bilgilendirmeler, güvenlik önlemleri ve olanaklar ile mevcut görevlerini evlerinden sürdürmeye devam ediyorlar. Görüşme ve toplantılarımızı ise dijital platformlar üzerinden gerçekleştiriyoruz. Böylece, iş ortaklarımız ile olan iletişimimizi kesinlikle aksatmıyor ve ihtiyaçları olan desteği her zaman olduğu gibi sağlamaya devam ediyoruz.

İletişimden yönetime sistemlerimizin tamamı halihazırda online olduğu için bu sürece kolayca adapte olduk. HotelRunner olarak motivasyonumuzu yüksek tutmanın ve sıkı çalışmamızı devam ettirmenin her zamankinden önemli olduğunu biliyoruz. Bu zorlu süreçte sektöre destek olmak ve öncülük etmek için ücretsiz canlı veri platformumuz HotelRunner Pulse’ı hayata geçirdik. Böylece, kendi verimizi kullanarak haftalık olarak güncellediğimiz raporlarla sektöre ve içerisindeki tüm oyunculara ışık tutmayı, yol göstermeyi umuyoruz. Konaklama iş ortaklarımıza destek olmak için düzenli olarak bilgilendirici içerikler üretiyor ve bu süreci olabildiğince az zararla atlatmaları için elimizden geleni yapıyoruz.

COVID19 sonrası kurulacak ve hatta adımlarının şu anda atılmaya başladığı yeni dünya düzeninde başta teknoloji şirketleri olmak üzere esnek ve çevik olmayı öğrenecekler. Tüm süreç ve ürünlerini dijitale adapte edemeyen firmalar yok olacak, dijitalde doğan firmalar kat kat büyüyecek. Etkinlik ve seyahat sektörleri yeni dünya düzenine adapte olarak tedbir ve önlemlerini artıracak, güvenin ön planda olduğu ve ticaretin eskisinden daha zor olduğu bir döneme girecekler. Bildiğimiz denklemler yerini birçok bilinmeyenli yenilerine bırakacak. Sonuçta her zaman insanı ve güveni odağına alanın kazandığı yeni bir sistem oluşacak.

Biz kendini çevik ve yenilikçi olarak tanımlayan bir teknoloji şirketi olarak halihazırda her gün kendimizi geliştirmemiz ve  her gün yeni bir şey yaratmamız gereken, oldukça hızlı büyüyen bir ekosistemin içerisindeydik. Attığımız her adımda, uzun vadeli geleceğe odaklanıyor ve insanı merkezde tutan bir yaklaşım sergiliyoruz. Bu bakış açımız ve iş yapış modelimiz bizim ve iş ortaklarımızın bu zorlu dönemi en az hasarla atlatmamızı sağlıyor.

Ahmet Bozdağ (Biletall)

COVID-19 Çin de ortaya çıktığında kimse bu denli bir Pandemiye dönüşeceğini tahmin etmiyordu. Eğer virüs orta seviyelerde kontrol altına alınmış olsaydı Türkiye krizi fırsata çeviren en iyi ülkelerden biri olup son yılların en büyük turizm atağını yapmış olacaktı.

2020 büyük umutların gerçeğe dönüşmeye başladığı muhteşem bir yıl olacağının belirtilerini vermeye başlıyorken COVID-19 la ilk etapta yurt dışı operasyonlarını yavaş yavaş iptal etmeye, azaltmaya başladık ve sonunda tamamen durdurduk.

Elimizde ne kaldı? İç Pazar. En kötünün kötüsünü hiç aklımıza getirmeden iç pazarda operasyonlara devam ettik ve korkulan oldu aman bize uğramasın dediğimiz salgın ülkemize geldi.

Turizm globalde her zaman dominonun ilk taşı olmuştur. Siyasi krizler, terör saldırıları, doğal afetler vb. durumlarda ilk etkilenen sektör konumundadır. Ve her zaman her koşulda hizmet vermesi gerekmektedir. Önceden satılan biletlerin iptal ve iadeleri için çağrı merkezi kapasitemizi iki katına çıkaracağımız kimsenin aklına gelmezdi herhalde.

Birazda olumlu bakmak gerekirse Virüs Ağustos –  Eylül aylarına kadar ülkemiz ve dünyada kontrol altına alınırsa eminim kalan aylarda 2020’nin başlarında ki tüm beklentilerimizi karşılayacağımızı düşüncesindeyim. Umarım ön gördüğümüzden daha kısa sürede bu süreci atlatırız.

Biz Çağrı merkezimiz de dahil olmak üzere Bütün birimlerimizle evden çalışıyoruz ve herkese #EvdeKal diyoruz.

Sağlıkla Kalın.

Kerem Serkan Çoban (Progo)

Maalesef Ocak ayında duymaya başladığımız salgın haberleri yerini artık tüm dünyanın içerisinde olduğu büyük bir krize dönmüş durumda. Şüphesiz bu krizden olumsuz etkilenmeyen hiç bir sektör yok.

Seyahat sektörünün bu kadar etkilenmesinde ana neden tabiki yasaklar. Ancak krizin bitişine hazırlıklı olmak için neler yapmalı. İnsanların salgın ile seyahat arasında kurdukları ilişki asıl sektörün krizinin derinleşmesine sebibeyet verecek.

PROGO olarak Ocak ve Şubat aylarını sezon ve kontrat dönemi olarak geçirdik. Kriz ve pandemiye rağmen partnerler ile, Kıbrıs operasyonu başta olmak üzere, Ege ve ve Akdeniz hazırlıklarımızı tamamladık. Mart ayının ortasından itibaren ülkemizi de etkisi altına alan, salgın misafirlerimizin ciddi orta vadeli seyahatelerini iptal etmelerine de neden oldu. Bu süreç içerisinde, dijital altyapımız ve teknolojimiz sayesinde evden çalışma ve tüm partnerle ortak çalışma platformuna geçiş yaptık.

Geldiğimiz noktada, iptaller, ertelemeler ve müşteri hizmetlerimizin aktif olduğu ve tüm rezervasyon ve seyahatlerin durduğu bir süreç yaşanmakta. Bu süreci başta ekibimiz olmak üzere, müşterilerimiz, tedarikçilerimiz ve misafirlerimizle birlikte atlatacağımıza inanıyoruz.

Salgın ve salgın sonrası ekonomik tsunami sektörün ciddi şekilde yara almasına sebebiyet verdi ve vermeye devam edecek. Mesele, bu “ekonomik virüsün” bünyesine girdiği şirketlerin bağışıklıkları bu “ekonomik virüs” ile başa çıkabilecek mi? Bu şirketlerin kriz öncesi mevcut ticari yapılarında altta yatan başkaca hastalıkları var mı? Nakit akışları, kredi ve borç yükleri, büyüme politikaları, konsinye nakit ve kredi yönetimleri, atıl ofis ve yayılım politikaları gibi alanlarda patalojik bulgular öncesinde de var mıydı?

Türkiye deki seyahat sektörü 2015 den beri çok ciddi ekonomik ve politik krizlerle başa çıkma konusunda tecrübeli. Şirketlerin bünyesi, bir çok “ekonomik kriz/virüs” için bağışıklık kazandı ve antikorlar üretti geçtiğimiz 5 yılda. Yurt içinde İstanbul başta olmak üzere, havalimanları, restoranlar, terör saldırıları, darbe girişimleri, çeşitli uluslararası krizler kısa ve orta vadeli her SEYAHAT YILI’nın içinden geçti. Özetle Türkiye Seyahat sektörü iç ve dış dinamikleri ile her zaman krizlerin üstesinden geldi ve gelecektir.

Bu süreç boyunca asıl krizin derinliğini arttıran bu savaşın psikolojik yanı. Yani asıl tehlikeli ve uzun süreli krizin,  insanların aklında salgın ile gezgin arısında bir ilişki kurulmasıdır. En büyük turizm kentleri bugün, yayılımın en ciddi olarak yaşandığı kentler durumunda. Tüm önlemler sadece ve sadece tüm dünya ülkelerinin sağlık sistemlerinin “overdose”’ uygun tasarlanmamış olması ve yayılımın yavaşlatılarak maksimum kişinin eşit düzeyde sağlık sisteminden yararlanabilmesini sağlamak için.

Ne yapmak gerekir? 

Toplumun kurallara uymasını sağlayacak #evdekal# politikalara koşulsuz uymak ve uyulmasını sağlamak.İnsanların evde geçirdiği zamana değer katacak yeni ve benzersiz gezgin içerikler üretmek.

Olgunun aslına odaklanıp algının gezi ve seyahatten uzaklaştırılmasını sağlamak. Hatta bu son önerim için tüm sektör bileşenlerinin ortak bir çalışma yürütebilmesini sağlamak.

Süphesiz bu günler geçecek. Bir Nazım Hikmet şiirinden…

Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz…

Özgür Zan (Webee)

Sektör bağımsız, tüm şirket liderlerinin bu süreci sağlık, ekonomik ve psikolojik olarak çok iyi yönetebilmesi ve dönem sonrasına da hazırlık yapması gerekiyor. COVID-19 salgını bir anda geldi ve bir çok özel şirket ve insanlar hazırlıksız yakalandı. Aslında Çin’deki vaka sonrası tüm dünyayı etkileyeceği öngörülüyordu ama çok kısa sürede küresel bir salgına dönüştüğü için etkisi hızlı ve sarsıcı oldu.

Önce sağlık; Biz öncelikle çalışanlarımızın sağlığını düşünerek alınması gereken kararları vakit kaybetmeksizin aldık ve  vaka sayıları oluşmaya başladığı anda evden çalışma düzenine ivedi olarak geçtik.

Sonra ekonomi; Turizm sektörü en kötü etkilenen sektör oldu. Etki kelimesi bile tam ifade etmiyor çünkü otellerin bir çoğunda faaliyetler geçici bir süreliğine durdu. Bu durum turizm ve konaklama sektörüne yönelik teknoloji geliştiren firmaları da dolaylı değil, doğrudan etkiledi. Firmamız yurtdışı, global ölçekte büyüme stratejisi üzerinden ilerlediği bir aşamada; özellikle en iyi turizm ülkelerinden olan İtalya ve İspanya’nın da en çok etkilenmesi ile birlikte strateji ve hedeflerini revize etti. Salgın döneminin içinde olduğumuz bu dönemde yatırım yapmaya devam ediyoruz. Diyeceksiniz ki bu dönemde yatırım mı olurmuş? Evet isterseniz oluyor. Diğer teknoloji firmalarına da öneririm. Bu sürecin geçici bir dönem olduğunu biliyoruz. Bu süreçte ayakta kalan ve salgın sonrası dönemi de göz önüne alarak hareket eden firmalar kriz sonrası güçlenecekler.

Neler yapıyoruz? WeBee olarak bu zor dönemde markamıza, pazarlama kanallarımıza, sosyal medya tanıtımlarımıza öncelik verdik. Turizm sektörünün önde gelen vizyoner isimleri ile Instagram üzerinden canlı yayınlar yapıyoruz. Yayınlar bittiğinde  katılamayanlar için konuşulanları paylaşıyoruz. Örneğin Dr. Cem Kınay Bey ile yaptığımız canlı yayınlar turizm sektörü için inanılmaz faydalı ve motive edici oldu. Ürettiğimiz teknolojinin “sosyal mesafelendirme” anlamındaki faydasını keşfettik ve bunu müşterilerimizle ve sektör ile paylaştık. Eğitici ve bilgilendirici videolar çekiyoruz ve paylaşıyoruz. Çoğu insan evlerde ve eskisine göre daha fazla vakti var. Bu dönemde kendilerini geliştirmeleri, dijital eğitimlere katılmaları ileriye dönük önemli bir kişisel yatırım. Dijitalleşmenin öneminin en iyi hissedildiği bu dönemde, firmaların teknoloji kullanımının artmasına yönelik farkındalık çalışmaları yaptık. Şu anda ekonominin azalarak da olsa devam edebilmesinin en önemli unsuru teknoloji. Telekonferans araçları sayesinde uzaktan çalışabiliyoruz, market siparişlerimizi çeşitli uygulamalar sayesinde verebiliyoruz. Bu konuda iki tür yaklaşım olacağını öngörüyoruz. Korku ile temkinliliği arttıran ve dijitalden uzaklaşan firmalar olacak. Bunlar kaybedecek. İkincisi farkındalığı oluştuğu veya arttığı için dijital dönüşüme hız veren firmalar olacak. Bu firmalar önümüzdeki dönemin kazananı olacak.

Son olarak; evet zor bir dönem. evet öncelik ayakta kalabilmek. Ancak bu dönemin geçici olduğunu unutmadan, moral bozmadan, geleceğe inanarak çalışmaya ve üretmeye devam etmeliyiz. Unutmayalım ki, ihtiyaç inovasyonu doğurur ve insanoğlu en büyük atılımları ve yenilikleri bu zor zamanlarda gerçekleştirmiştir.

Bahadır Çakar (B1 Digital)

Bugüne kadar teknolojinin hayatımızı ve iş süreçlerini ciddi anlamda değiştirdiğini hep söylüyorduk. Hatta iş dünyası olarak bu değişime “dijital dönüşüm” adını koymuştuk.

Ancak bugün COVID19 virüs salgını nedeniyle tüm dünya bizzat yaşayarak, somut olarak bu değişimin hayatımızı nasıl kolaylaştırdığının anladık diye düşünüyorum. Tüm sektörlerin ve iş kollarının ciddi krize girip, kendini sorguladığı bu zaman diliminde teknoloji şirketlerinin değer kazandığını hep birlikte fark ettik değil mi?

Çünkü insanları asosyalleştiriyor diye şikayet ettiğimiz teknoloji, tam da küresel bir virüs neticesinde birbirimize “temas” etmemiz gerektiği durumda bize can ilacı oldu. Hatta işi teknoloji duayeni ülkelerden Güney Kore’nin Covid19 ile mücadele yöntemine götürecek olursak, teknolojinin sağladığı faydanın çokta tartışılacak bir yeri kalmıyor.

Haberdar olmayanlar için kısaca anlatmak gerekirse; Güney Kore hükümeti Covid-19 benzeri virüs taşıyan kişilerin cep telefonu, kredi kartı ve diğer bilgilerini yüklediği bir uygulama geliştirdi. Söz konusu uygulama sosyal medya üzerinde paylaşılarak, halk uyarılıyor. Bu bilgi sayesinde testi pozitif çıkanlarla temas yaşayanlar haberdar ediliyor.

Peki ya bundan sonra ne olacak?

Hiçbir şey dün gibi olmayacak orası kesin. Covid19’un yarattığı travma virüs hayatımızdan çıksa da uzun yıllar devam edecek. Virüs farkındalığı artık hayatımıza ciddi bir şekilde sirayet ettiği için teknoloji kullanımı biraz daha artacak. Bu iş bitti dense bile insanlar uzaktan çalışabildiğini, alışveriş yapabildiğini vb. birçok eylemi gerçekleştirebildiğini gördü ve bu tip davranışlar uzun bir süre daha devam edecek.

Peki seyahat teknolojisi nasıl etkilenecek?

Misafiri tanımak, ona her tür durumda erişebilmek ve onun istek ve taleplerini teknolojik bir platform üzerinden çözebilmek hayati önem taşıyacak. Seyahat teknolojisinden anladığımız tek konu “rezervasyon yazılımları” olmayacak.

Özellikle ilerleyen dönemde otel içerisinde zengin bir müşteri deneyimi yaşatan “otel uygulamaları” ön plana çıkacak. Otel içerisinde misafire mümkün olabildiğince temassız ve kolay erişim sağlayan, anlık ve hızlı bilgilendirme hizmeti sunabilen otel markaları tercih sebebi olacak.

Emin Altun (HostelsClub.com)

100-200 yılda başımıza gelebilecek bir olay ile ilk başta Doğu Asya ülkelerinde akabinde Avrupa pazarında keskin bir şekilde online rezervasyonlarımız düşüşe geçti. Venedik merkezli bir online seyahat şirketi olduğumuz için ana pazarımızın etkilenmesiyle operasyonlarımızda değişikliğe gittik. Bu süreçte, iptalleri ve partner havayolları-tur operatörlerimizden gelen değişikliklere cevap verebilmek için pazarlama ve satış tarafındaki iş gücünü destek tarafına aktardık.

“Bu kriz, tur operatörlerini nasıl etkiledi?” sorusuna cevap, tabii ki tur operatörlerinin kendisidir. Seyahat etmeyi teşvik eden operatörler, misyonunu değiştirdi. “Travel Smart” olan ve logomuzda da yer alan mottomuz, değişti ve “stay at home” oldu. İnsanların evde koronavirüs haberlerinden bunalıp sürekli aynı önerileri okumalarının bir noktadan sonra tat vermeyeceğini düşünerekten içeriklerimize daha fazla özen göstermeye dikkat ettik.

Online seyahat şirketlerinin işi ne kadar kolay gibi görünse de çok boyutlu bir iş modeline sahiptirler. Bu konuda bizi en çok endişelendiren konu küçük tesislerin, pansiyonların, hostellerin bu kriz karşısında kendilerini koruyabilmeleridir. Sürdürülebilir turizme önemli derecede imkan sağlayan, hızla büyüyen lüks tatilin karşısında hostel kültürünü yaşatan bu yapılar, her şey normale döndüğünde önceliğimiz olacaktır.

Umudunu gelecek sezona saklayan turizm sektörü için kişisel düşüncem, bozulan ekonomik dengeyle seyahat edenlerin de davranışlarını değiştirmesi olacaktır. Yarışın tekrar start almasıyla gezginlerin düşük bütçeli seyahatin mi yoksa daha dezenfekte kişiye özel hizmetlerin mi ağır basacağını göreceğiz.

Tabii ki öncelikle gözle görülmeyen bu ortak düşmanımıza karşı savaşı kazanmak. İtalya ekibimizden sevgilerle.

Veysel Gökbel (HalalTravels.com)

Koronavirüs’ün en büyük etkilerini seyahat sektöründe özellikle otel gibi fiziksel mülkleri ve varlığı olan firmalar yaşadı aslında. Dev seyahat teknoloji şirketleri ve erken aşama startuplar bu süreçte sabit giderlerinin görece daha düşük olması nedeniyle en az hasarı alan gruplar oldu diyebilirim.

Öyle ki Booking.com ve Expedia geçtiğimiz haftalarda 2020 yılını geçirebilecekleri kadar nakitlerinin olduğunu ifade ettiler ve borsada da umulduğu kadar bir çakılma yaşamadılar hatta yükselmeler gördük. Expedia’daki işten çıkarmalar daha çok koronavirüs öncesindeki yönetim değişikliği ile alakalı idi. Bu dev teknoloji şirketlerinde reklam giderleri önemli bir gider kalemi olduğu için de oradaki kesintilerle süreci toparlayabileceklerine inanıyorlar.

Ancak Koronavirüs’le ilgili gelişmeler her gün ve saat değişiyor. Bu süreçte tüm seyahat teknoloji şirketleri öncelikle gelişmeleri izliyor, a,b,c planları yapıyor ve yeni değişimlere göre yeniden kendilerini pozisyonluyorlar. Suan tüm şirketler en iyi, orta ve en kötü senaryolara göre gelecek öngörülerinde bulunmakla meşguller.

Biraz önce ifade ettiğim gibi bu süreçte ikinci az hasar alan diğer grup seyahat sektöründeki erken aşama teknoloji startup ları oldu. Koronavirüz öncesinde ilk yatırımlarını alarak ürün geliştirmeye, A/B testlerine, müşteri segmentasyonlarına, ve teknoloji dizaynına odaklandıkları için aslında satış bir numaralı başarı parametresi değildi onlar için. Dolayısıyla nakiti olan ve bunu akıllıca kullanmaya devam eden erken aşama startuplar bu süreçte kendilerini güçlendirmeye devam ederek 2020 sonrasına güçlü şekilde hazır olabilirler. Bu grupta olan ancak yatırım bağlamında mevcut sıkıntılarla boğuşan erken aşama startuplar da ise korona etkisiyle çalışmalar, ürün ve teknoloji geliştirmeleri durmuş ya da minimuma inmiş durumda.

Bu sürecin başından beri seyahat sektöründeki teknoloji şirketlerini yakından takip ediyorum. Genel olarak teknoloji şirketlerinin fiziksel varlığı olan şirketlere göre (oteller, vb) gelecekle ilgili daha ümitvar olduklarını söyleyebilirim. Turizm’in önceki krizlerden çıktığı gibi bundan da bir şekilde çıkacağına olan inanç hala güçlü. Bu süreçte ayakta kalabilmeyi başaran teknoloji şirketlerinin 2022’nin kazananları olacağına inanıyorum. Korona sonrası kartlar yeniden dizilecek ve teknoloji şirketleri daha elverişli bir ortamda rekabet etme gücü bulacaklar.

Bu sürecin teknoloji şirketleri bağlamında en büyük kaybedeni aslında iş modeliyle çok iyi bir çıkış yakalamış 2-5 yıldır sektörde olan ve büyük yatırımcıların dikkatini çekmiş orta ölçekli startup ya da şirketler oldu. Tüm planlar en az 2-3-5 kat büyüme üzerine kurgulandığı için ve yeni yatırım sürecine girme hazırlıkları yaptıkları bir aşamada önemli bir çıkmaza girdiler. Sürekli büyümenin verdiği etki ile ellerinde nakit azdı ve bu süreçte çok fazla yeni çalışan ise almışlardı. Korona ile birlikte tüm bu şirketler öncelikle işçi çıkarmaya başladılar ve tüm geliştirmelerini durdurma noktasına geldiler.

Biz HalalTravels.com’u kurduğumuzda bir online seyahat şirketi olmanın ötesine geçerek teknoloji dizaynına odaklanmanın zaruretini görmüştük. Seyahat sektöründe teknoloji tek başına hiçbirşey değildir, ama aynı zamanda herseydir. Bu amaçla ilk ürün ve müşteri testlerimiz sonrasında teknoloji geliştirmeyi merkeze almıştık ve bu korona sürecinde ve sonrasında da teknolojimizi merkeze aldığımız bir yol izliyoruz. Bu amaçla da Korona sürecinde hiçbir takım arkadaşımızla yollarımızı ayırmadık. Tüm senaryolara hazırlıklı olmakla birlikte, tüm planlarımızı bu sürecin kazananı olmaya dönük yapıyoruz ve kendimizi 2020 sonrasına yani Post-Korona’ya hazırlıyoruz. Koronavirüs sonrası teknoloji artık daha fazla hayatımızda olacak. Kişiselleştirme, chatbot, büyük veri analizi, makina öğrenmesi, yapay zeka daha da önemli olacak. Buna yatırım yapmış olan şirketler kazanırken diğer şirketler yeni sürecin en çok zarar göreni olarak kalacaklar.

Tülin Yücel (Piri)

Covid-19 salgınının en çok etkilediği sektörlerin başında tabii ki turizm geliyor. Herkes için oldukça zor bir dönem olduğunu biliyoruz. Fakat biz aynı zamanda, bu dönemin öğretici de olacağına inanıyoruz.

Turizm sektörüne, teknolojiye ve tüm insanlığa dair önemli dönüm noktalarının yaşanacağını düşünüyoruz. Böyle dönemlerde, yeni düzenin getirdiği yeni ihtiyaçlara hızla adapte olabilenler bu dönüm noktalarını yaşatacak. Burada da tabii ki en önemli rolü, teknoloji oynayacak.

Bu dönüm noktalarından biri, dünyada yeni yeni yükselmeye başlayan “Eko-turizm/ Sorumlu turizm” konsepti olacak. İtalya’daki karantinayla birlikte, Venedik kanalındaki su berraklaştı, liman bölgesinde yunuslar, kuğular görülmeye başlandı. Bu durum, yıllarca aşırı turizme maruz kalmış Venedik’ten küçücük bir örnek.

Doğayı ve kültürel mirasları korumak, yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak için yeni nesil teknolojiler kullanılacak. Tayland’da aşırı turizmden dolayı kaynakları tükenen ve turizme kapatılan “Koh Phi Phi” sahiline  sanal gerçeklikle gidebileceksiniz örneğin. Ya da teknolojinin yardımıyla nasıl daha sorumlu bir turist olabileceğinizi öğrenebileceksiniz, seyahat planlarınızı buna göre yapabileceğiniz yapay zeka ürünler çıkacak. Kısacası, içinde bulunduğumuz dönem, sahip olduğumuz bu kaynakların önemini anlamamızı ve bunları yaşatmak için daha çok çalışmamızı sağlayacak.

Biz Piri olarak dijital bir ürünüz, bugüne kadar gezginlerin hayatını teknolojiyle kolaylaştırmak için çalıştık.

Bugün koşullarımız ve yapış şeklimiz değişmiş olabilir ama hala aynı amaçla ve aşkla çalışmaya devam ediyoruz.

Evlerde bolca zaman geçirilen bu dönemde, sesli dijital turlarımızla, kullanıcılarımızın keşif duygularını ve mental sağlıklarını canlı tutmak istiyoruz. Kendimizi bu konuda sorumlu hissediyoruz.

Bu döneme özel, premium yüksek kalite sesli turlarımızdan seçilen en güzel durak ve hikayeleri de her gün yenileyerek herkese ücretsiz sunuyoruz. Keşif ruhu yüksek 500 bini aşkın kullanıcımız sesli turlarımızı dinlemeye devam ediyor, evlerinden keyifli ve kaliteli zaman geçiriyor.

İzim Bozada (Küçük Oteller)

Önümüzde sabırla beklenmesi ve izlenmesi gereken bir dönem var. Şu süreçte öncelikle whatsapp gruplarından ve yalan yanlış bilgilerden uzak durmak lazım.

Ne olursa olsun her zaman olduğu ve olacağı gibi bu süreçten de güçlenerek ve tecrübelenerek çıkacağımızı düşünüyorum.

Bu dönemde Küçük ve Butik Oteller ne yaparsa yapsın para kazanamayacak, hatta ve maalesef minimum gider ve personel ile ( gözlemlediğim sıfır personel ) ayrıca hiç reklam bütçesi de ayırmayarak bu süreci geçirecekler gibi görünüyor zira önlerini göremiyor ve kısa vadede çözüm beklenmiyor, beklemiyoruz.

Ne yapabiliriz bu bekleme döneminde derseniz; oteller hem kendi web sitelerini iyileştirmeye odaklanabilirler hem de kucukoteller.com gibi var oldukları ota sitelerinde varsa eksik bilgilerini, içeriklerini, görsellerini ve fiyatlarını düzenleyebilirler.

Tesisler; Otelleri hakkında online mecralarda yapılan konuk yorumlarını Tek Tek Okumalı, not etmeli ve buna göre gelecekte hatalara düşmemek adına planlama yapmalı. Bu dönemi bir durup, düşünüp fırsata çevirmeli.

Hazır fırsat varken ve evde oturuyorken, şimdiye dek cevaplanmayan yorumları tek tek cevaplamalı. Yarın öbürgün işler açıldığında insanlar bu yorumları okuyarak tesisinizde konaklayıp konaklamayacağına karar verecekler.

Rehavete kapılmamak çok önemli bu süreçte. Şimdiye değil bir iki ay sonrasını düşünerek hareket etmeliyiz. Morali bozuk olan oteller de var, sezonu henüz açmadığı için beklemede olan ve eleman çıkarma stresinde olmayan da var. Bu süreçte banka kredisi alanların ve ecrimisil ödeyenlerin borçlarının ötelenmesi olumlu bir adım, ama yeterli mi elbette değil.

Ben üye 700 otelime de şunu söylüyorum; Bu virüs eninde sonunda kontrol altına alınacak.

Hepimiz gibi, evlerine kapanmış insanlar bunalmış durumda, dışarıya çıkmak için bahane arıyorlar. Günü yaşamanın daha fazla farkına varacağımız bir dönem ve yaşamın her anının daha değerli olduğu farkındalığı bundan böyle yeni dünya insanını bekliyor olacak.

Önce ilaç sonra aşı ile bu virüs kontrol altına alınır alınmaz herkes rahatlamak üzere kayıpların telafi edileceği bir dönem bizi bekliyor olacak.

Unutmayalım! Bu pandemi durumu gerçekleşmiyor olsaydı, ispanya rakamlarını yakalayacağımız bir yıl bizi bekliyordu, ama gelecekte neden olmasın?

Ruşen Mat (Tatilde Kirala)

Koronavirüs’ün Çin üzerinden büyük bir hızla tüm Dünya’ya yayılması ve çok kısa sürede hem sosyal yaşamlarımıza hem de global ve ulusal ekonomiye büyük darbe vurması sektördeki tüm paydaşlarımız gibi kısa dönemli ev ve villa kiralama pazarında faaliyet gösteren bizleri de çok olumsuz etkilemiş durumda.

Ocak ve Şubat aylarında geçtiğimiz yılın aynı aylarına göre muhteşem bir büyüme göstererek başladığımız 2020 sezonunun henüz üçüncü ayında, tam da satış sezonunun önemli bir ivme kazanacağı zamanda, böyle bir gelişme yaşanması sonrası hızlı bir şekilde bu krize yönelik çeşitli senaryolar oluşturduk ve kendimizi bu senaryolar arasından en kötü olanına  göre ayakta kalabilecek şekilde yeniden pozisyonladık. Henüz büyük bir ölçeğe ulaşmamış bizim gibi girişimleri ölçeklenmiş turizm şirketlerinden ayıran en önemli unsurun manevra kabiliyeti olduğunu düşündüğümden şirketimizin hayatını sürdürebilmesi için en sert tedbirleri en hızlı şekilde alabilmenin hayati öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Bunun sonucunda da kısa süre içerisinde neredeyse tüm gider başlıklarında çok önemli optimizasyonlar gerçekleştirdik.

Kuruluşumuzdan bu yana kendimizi bir turizm şirketi değil bir teknoloji şirketi olarak konumladığımız için hem şirket içi hem de şirket dışı tüm iletişim ve proje yönetim/takip süreçlerimizi bulut platformlar üzerinden kullanmaktaydık ve bu sebeple de müşteri destek ekibi de dahil olmak üzere tüm şirket çalışanlarının evden çalışmaya başlaması için birkaç günlük bir planlama yapmamız yeterli oldu. Şu anda tüm süreçlerimizi sorunsuz şekilde evlerimizden yönetebilmekteyiz. Kriz sonrasında iş süreçlerini offline kanallardan yöneten turizm şirketlerinin hızlı bir dijital dönüşüm sürecine gireceğini ve bu alanda büyük fırsatlar oluşacağını düşünenlerdenim.

Bu krizin turizm sektöründe çok büyük izler bırakmayacağını düşünmek hayalperestlik olacaktır. Neredeyse tüm sektörün şu anda iptal/iade süreçlerini yönetmeye çalıştığını görüyorum ancak bu aşamanın ardından alternatif gelir kanalları üretmenin önem kazanacağını ve 2020 yılında çok sayıda birleşme ve satın alma haberi alacağımızı düşünüyorum.

 

Çok Gezen Çok Tozan, Az Biraz Deli, Biraz da Yazan Çizen, Ucundan Web Tasarımcısı, Çılgın bi Proje Canavarı, Aa Unutmadan Az Buçuk da Fotoğrafçı.

2 Comments

  • It was a pleasure for me to share my thoughts about the future of traveltech companies and startups. Although the pandemic affected many startups and travel companies badly, the companies will be more resistant to the future traumas as they will need to acquire more technology-oriented and data-driven approaches.

  • Çok güzel bir yazı olmuş şirketlerin veya web sitelerin böyle yaptığını bilmiyordum sayenizde öğrendim teşekkürler

Leave a Reply to Veysel Gokbel Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

uzakrota_logo - Kopya

Uzakrota Travel Summit is connecting the biggest companies with the brightest minds and professionals of the travel industry around the world.

Let’s Do It Together

Get subscribed today!