Cem Polatoğlu Yazdı, Gezgin Kimdir?

Malumunuz, her 3 ülke görenin kendini “gezgin” ilan ettiği bir toplumuz.

Ben ise 35 yıllık turizm deneyimim ile “gezenleri” 5 kategoriye ayırıyorum.
Sayalım:

1) Turistler;

Yaz tatillerini genelde yazlıklarında geçirirler. Bayram ve yıllık izin dönemlerinde organize turlarla yurtiçi ve yurtdışına seyahat ederler. Bütçeleri oranında uzak destinasyonları da içeren 3 veya 7 gece ağırlıklı turları tercih eder, Tur programında ne varsa onu uygularlar. Not defterlerinde ülke bilgileri değil dükkan adresleri ve alışveriş listesi bulunur. Popüler ve sevdikleri ülkelere defalarca seyahat etmeyi, değişik ülkeler ve kültürleri tanımaya tercih ederler.

2) Aktivistler;

Genç ama iyi gelir grubuna dahil olan aktivistler, genelde “temalı turlar” veya safari, dağ, dalış, keşif turlarını tercih ederler.

3) “Sosyal” istler;

Aman karışmasın! Kelimeyi “sosyalleşmeyi sevenler” anlamında kullandım. Bu kategoride gezenler için, nereye değil, kiminle ve hangi ortamda seyahat ettiği önemlidir. Onların gerçek amacı; yeni yerler görmek dışında yepyeni sosyal ortamlarda bulunmak ve yepyeni insanlarla tanışmaktır. Felsefeleri; “gezme olsun da nereye olursa olsun”

4) Skorcular;

Gittikleri yerler hakkında önceden fikir sahibi değillerdir. Sadece dolaştığı şehir, ülke sayısı önemlidir. Skor ve tabi çevrelerine “hava atmak” peşindedirler. 50 şehir, 100 ülke gezdim diyerek böbürlenirler.
5) Gezginler;

Kendini her yere ve her ortama, başkalarının dünyasına adapte edebilecek derin kültüre sahiplerdir. Din, dil, ırk, kültür, milliyet, cinsiyet ayırımı yapmazlar. Önyargısız, cesur, deneyimci, idealist, çevreci, yaratıcı, paylaşımcı, hoşgörülü, uyumlu, doyumlu ve hümanistlerdir. Kendini bir millete, bir ırka, medeniyete ve kültüre değil “dünyaya ait” kabul ederler. Seyahatlerine hazırlıklıdırlar. Gideceği ülke hakkında bilgili ancak sürprizlere de açıklardır. Sadece yöreye özgün hatıra eşyaları satın alırlar. Gittiği yerlerde ücra mahallelerde, ara sokaklarda, kuytu köşelerde dolaşır, köylerde mola verir, yerel halkla pazarda, parklarda, kahvelerde bütünleşirler. Otel kategorisi ayırt etmeksizin konaklama yapar, mahalli restoranlarda yemek yer, yerel içecekleri denerler. Asla gurme değillerdir. Gurme, sadece belirli düzeyde ki yemekleri yerken gezgin her türlü tadıma açıktır.

Gezgin, öğrendikleri ve gördükleri ile zenginleşir, olgunlaşır, kıskançlıklarından, komplekslerinden arınır. Çinliler; Bir defa görmek, bin defa duymaktan daha kıymetlidir derler.

Gezgin aktiftir, Gezgin çevrecidir, Gezgin paylaşımcıdır. İnsanların, maceranın, kültürün, medeniyetin, sosyal yaşamın araştırması içindedir. Turda, her türlü aksiliğe hazırdır. Onun için önemli olan; turunu sağlıklı bir şekilde tamamlamak, görülmesi gereken yerleri görmek, tadılması gerekenleri tatmaktır. Turdan veya rehberden kaynaklanan aksiliklere o an tepki verip turunu riske atmaz. Turdan azami şekilde faydalanıp, tur dönüşü öneri ve şikayetlerini gereken yerlere bildirir.

Turist ise pasiftir. Kendisine sunulanı alır.

Bazı turistler; Turda meydana gelebilecek aksiliklerde tatilini rezil etme pahasına ve hayatının en büyük problemi ile karşılaşmışcasına mücadele eder. Değişecek bir şey olmadığını bilmesine rağmen, hem kendi hem birlikte seyahat ettikleri insanların huzurunu bozacak derecede aşırı tepkiler verir.

Tanıdığım en iyi gezginler; Prof. Dr. Orhan KURAL, Elzi Kalma, Hüseyin Gökçe, Selman Arınç, Rahmi Koç, Sadun Boro, Coşkun Aral, Nasuh Mahruki, İhsan Kalkavan, Ahu Aysal ve Attila Atasoy

Gerçek bir gezgin; “Attila Atasoy”

Mesleğim gereği “çok yer gezenleri” gördüm, ancak çok az “gezgin” tanıdım. Yukarıda gezginlerden birkaçını sıraladım. Ancak bu sıralama içerisinde bir tek Attila Atasoy ile birlikte seyahat etme şansına sahip oldum.

Çoğumuz onu sanatçı kimliği ile tanıyoruz. Ama Eczacı, Astrolog ve Gezgin olduğunu bilenlerin sayısı daha azdır. Onu, dört özelliği ile tanıyan şanslı kişilerden biriyim.

Kendisi ile Panama’dan Meksika’ya 8 ülkeyi içeren bir gezide 20 gün beraberdik. Yukarıda saydığım gezgin özelliklerinin hepsini fazlasıyla taşıyan Atasoy’un mütevazı kişiliği, engin dünya kültürü, hoşgörüsü, güleryüzlü, neşeli ve sempatik tavırları çevresine ders niteliği taşıyordu. Sanatçı kişiliğinin kendisine kazandırdığı empati yeteneği ile de zor anlaşılabilir kültürleri içselleştirmemize yardımcı oldu. Ancak Attilla Atasoy’un doğum tarihi ve doğum saatinden yola çıkarak bugüne kadar kendimiz haricinde kimsenin bilmediği ve paylaşmadığımız özelliklerimizi yüzümüze söylemesi çok ama çok şaşırtıcı idi.

Bu vesile ile kendisine tekrar teşekkürlerimi iletirim.

Cem Polatoğlu
www.andiamo.com.tr

Çok Gezen Çok Tozan, Az Biraz Deli, Biraz da Yazan Çizen, Ucundan Web Tasarımcısı, Çılgın bi Proje Canavarı, Aa Unutmadan Az Buçuk da Fotoğrafçı.

2 Comments

  • Ne güzel anlatmış, sağolsun.

  • Gezgin olabilmeyi çok çok güzel anlatmışsınız.

Leave a Reply to Nurhan Yılmaz Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

uzakrota_logo - Kopya

Uzakrota Travel Summit is connecting the biggest companies with the brightest minds and professionals of the travel industry around the world.

Let’s Do It Together

Get subscribed today!